Bebek Bakımı

ÇUKLARDA SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM
Tanıdıkları oyun arkadaşlarına ilgi gösterirler. (24-35 ay)
Anne babadan kolayca ayrılabilirler.(24-35 ay)
Günlük Oyunda sıralarını beklemeyi öğrenirler. düzenlerindeki (rutindeki) büyük değişikliklere itiraz ederler. (24-35 ay)
Standarda göre kendi davranışlarını gözlemeye ve değerlendirmeye başlarlar. (24-35 ay) Bu dönemde çocuklar bir standarda göre kendi davranışlarını değerlendirirler. Başkalarının kendileri hakkındaki beklentilerini öğrendikçe, ailedeki ve çevresindeki standartları/kuralları daha iyi anlarlar. Çocuklar davranışlarını değerlendirebilecekleri kendi standartlarını oluştururlar. Standartlara göre kendi davranışlarını değerlendirmeye başladıkça yeni duygular gelişecektir. Suçluluk, utanma, gurur gibi.

Çatışmaların çözümü için anlaşma/işbirliği yoluna giderler. (36-48)
Çocuklarla daha fazla işbirliği yaparlar. (36-48 ay)
Paylaşma duygusunda artış gösterirler. (36-48 ay)
Oyunda anne baba rolü alırlar. (36-48 ay) Bağımsız davranışlar gösterirler. (36-48 ay) Çocuklar zamanla bağımsız davranışlar gösterirler. Kendi seçimlerini yapmak isterler. Kendi kendine yettiklerini ve ne kadar becerikli olduklarını kanıtlamak isterler. Yürürken anne veya bakıcılarının önüne geçerler, kendi kıyafetlerini yemeklerini seçmek isterler. Otoriteyi zorlamaya başlarlar.
Kendini bir bütün olarak algılar (beden, kafa ve duygular).(36-48)
3 yaşındakiler “Ben, sen, benim” gibi zamirleri öğrenirler. Kendi vücutlarının, sahip olduklarının, haklarının nerede bittiğini ve başkalarının haklarının nerede başladığını anlamada hala güçlük çekseler de, anne babalarının farklı ihtiyaçları ve duygularıyla ayrı insanlar olduklarını anlamaya başlarlar.
Anne ve babalarının farklı ihtiyaçları ve duyguları olduğunu anlarlar. (36-48 ay)
Arkadaşlarıyla işbirliği yaparlar.48-60
Morali bozuk olan arkadaşlarını rahatlatırlar. (60-66 ay)
Arkadaşlarından yardım isterler. (60-72 ay)
Arkadaşlarıyla bazen tartışırlar. (60-72 ay)
Başkalarının duygularını anlarlar ve empati gösterirler. (60-72 ay)
Kendi duygularını ifade ederler. (60-72 ay)

ÇOCUKLARDA ZİHİNSEL GELİŞİM
Kitaptaki resimle, elindeki veya odadaki gerçek nesneyi birleştirebilirler. (24-30 ay
Bir tane daha" kavramını bilirler. (24-30 ay)
İki sayısını anlarlar. (26-32 ay) Nesneleri sayarken kullandığı sayıların işlevini anlamaya başlarlar.
3 veya 4 parçalı yap-bozları tamamlayabilirler. (26-36 ay)
Mekanik oyuncakları çalıştırabilirler. (28-36 ay)
Nesneleri başka şeyleri temsil etmesi için oyunda kullanırlar(30ay

Nesneleri renklerine göre ayırabilirler. (30-36 ay)
Tek başına Acıktığında, üşüdüğünde, uykusu geldiğinde ne yapacaklarını bilirler. (36-48 ay)ış açısından problemlere yaklaşabilirler. (38-48 ay) Bu yaştakiler bazı zorluklarla karşılaştıklarında soruna tek bir açıdan yaklaşırlar. Farklı açılardan bakma henüz gelişmemiştir. Bir başka deyişle karar vermeden önce problemin farklı yönlerini görme gelişmemiştir. Bu türde karmaşık beceri, 7 yaşa kadar tam manasıyla gelişmez.
Hikayenin bazı bölümlerini hatırlarlar ve ifade ederler. (41-48 ay)
Bazı renkleri doğru şekilde isimlendirebilirler. (40-48 ay) Çocuklar renkleri daha küçük yaşlarda da ayırt edebilirler ve renklerin isimlerini öğrenirler. 3 veya 4 yaşa kadar her gördükleri rengi doğru isimlendirmeyebilirler
Yaratıcı hayali oyunları daha fazla oynamaya başlarlar. (36-48 ay)
Hayali oyun oynamak çocukların insanlar, hayvanlar ve durumlar hakkında bildiklerini temsil etmede kullandıkları bir başka yöntemdir. Okul öncesi çocuklar hayal ürünü yaşantılardan hoşlanırlar. Kendilerini farklı rollerde hayal ederler- dansçı, doktor,super kahramanlar... Farklı kimliklere bürünürler. Hayali arkadaşlarla konuşurlar. Farklı duygu ve davranışları keşfederler. Hayal ile gerçek arasında gidip gelirler. Bazen de farkı ayırt etmekte zorlanırlar. Bu oyunlar çocukların yaşadıkları dünyayı anlamalarına yardımcı olur. Hayali oyunda bir başkasıymış gibi davranırlar; bir nesneyi başka bir nesne yerine kullanırlar veya bir nesneyi hareketler, sesler ve sözcükler kullanarak tanımlarlar.
Dikkat süreleri kısadır. (36-38 ay)
Nesneleri doğru şekilde saymayı öğrenirler. (40-48 ay) Çocuklar önce konuşmaya başlarlar, sayma ise daha sonra gelişir. Başlangıçta sayma çok doğru olmayabilir. Söylenen sayı ile gerçekte nesne sayıları örtüşmeyebilir. 3 ve 4 yaşta sözlü sayma daha doğru şekilde gelişir.
Keskin bir zaman kavramına sahip olmaya başlarlar. (40-48 ay) 3 yaşında çocuklar zaman kavramını geliştirirler. Kendi günlük belirli zaman dilimlerinde yapılanları (rutinlerini) bilirler. Başkalarınınkini öğrenmeye çalışırlar. Özel günlerin, doğum günü, tatil gibi zamanların belirli aralıklarla gerçekleştiğini bilirler. Kaç yaşında olduklarını söyleseler bile, yılın uzunluğuna dair bilgileri yoktur.

Başkalarının aynı nesneyle ilgili farklı bakış açıları olabileceğini fark etmeye başlarlar. (48-58 ay) 4 yaşta bu kavram gelişir. Bir deneyde, kaplumbağa resmi yetişkin ile çocuk arasına konur. Yetişkine göre kaplumbağa ters durmaktadır. Çocuğa göre ise ayakları üzerinde durmaktadır. 4 yaşta çocuklar kendi görüşlerinin yetişkinden farklı olduğunu anlarlar.

Her gün evde kullanılan eşyalarla ilgili bilgileri artar. (48-58 ay)
Nesneleri geometrik  özelliklerine (kare, daire, üçgen gibi) göre ayırabilirler. (48-60 ay)
En az 4 ana rengi (mavi, sarı, kırmızı, yeşil) doğru söyleyebilirler. (48-60 ay
10 veya daha fazla sayıd En büyükten en küçüğe doğru nesneleri sıralayabilirler. (48-60 ay)aki nesneyi sayabilir. (51-59 ay) Zaman kavramını anlamada artış gösterirler. (49-59 ay) Okul öncesi devrede çocuklar günlerin sabah, öğlen ve akşam olarak zamanlara bölündüğünü, yılda 4 mevsim bulunduğunu bilirler. Yuvaya gittiklerinde haftanın bazı günlerini bilebilirler. Zamanın, saat ve dakikalara bölündüğünü anlarlar.
Günlük zaman aralıklarının (rutinlerin) sırasını anlarlar. (48-60 ay) Örneğin, öğle yemeğinden önce kahvaltı edilir gibi. Bilerek yalan söyleyebilirler. (48-59 ay) Çocukların başkalarını kandırma becerisini ne zaman geliştirdikleri konusunda fikirler çelişkilidir. Bazı araştırmacılar çocukların  3 yaşta bu beceriye sahip olduklarını söylerler ancak çoğu bilerek yalan söylemenin 4 ve 5 yaştan önce gelişmediğini ifade ederler.

Dramatik oyunlar daha karmaşık ve zengindir. (61-72 ay)
Dikkat süreleri daha uzundur.(61-72 ay)
Daha iyi konsantre olurlar.

ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ

2-3 sözcükten oluşan cümleler kullanırlar. (21-30 ay)
Gramer- dil yapısına uygun doğru emir cümleleri kullanabilirler. (24-31 ay)
Basit cümleleri olumsuz cümleye dönüştürebilirler- “Anne ayakkabı“ cümlesi “anne ayakkabı değil.”e dönüşür. Çoğu gramer olarak doğru, karmaşık cümleler kurmaya başlarlar. Örneğin, soru sormayı öğrenirler. “Kuş nerde?” , “Çorap giymem.” gibi doğru negatif cümleler kurmaya başlarlar.
Zamirleri kullanabilirler (ben, sen, onlar).  (26-36 ay)
Çocuklar zamirleri kullanmaya başlarlar. “Benim” kavramını anlarlar. Fikrini açıklamak, bilgi vermek, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını belirtmek için de dili kullanmaya başlarlar
Şarkı/ tekerlemelere ilgi göstermeye başlarlar. (24-30 ay)
İsmini, soyadını, cinsiyetini ve yaşını söyleyebilir. (29-36 ay
Geçmiş zamanı kullanırlar. (30-36 ay)
Yetişkinlerin söylediği çoğu şeyi anlarlar. (30-36 ay)
4- 5 kelimeden oluşan cümlelerle konuşurlar. (39-48 ay)
Sürekli konuşarak, bu yeni beceri kullanımını iyileştirmeye ve pratik yapmaya çalışırlar.  ( “Sakın çoraplarını çıkarma dedi.”, “Bu bebeğe su kaynatıyorum.” gibi.)
Gramer yapısına uygun, doğru sorular sorabilirler. (35-41 ay)
“Ne zaman, ne için?” gibi soru cümleleri üretirler. Türkçe’ nin yapısına uygun olarak, eklerin üretken bir şekilde takıldığı, 4-5 sözcükten oluşan cümlelerle konuşurlar.  Bu yaşta gramer olarak doğru cümle yapıları kullanmaya başlarlar. Örneğin, daha önce “Köpek nerede?” derken, şimdi “Köpek nereye gitti?” der. “Neden geri gelmiyor?” der.
Daha önce kullanmadığı dil yapılarını, fiil çekimlerini kullanırlar. (35-44 ay)
Daha bilinçli şekilde dili kullanır. “Yapabilir miyim?”, “yiyorum”, “yedim” gibi.
15-20 dk. süresince kıs Kısa hikayeler anlatabilirler. (43-48 ay)
Kurgusu olan kısa hikayeler anlatırlar
a bir hikayeyi/okunan bir kitabı dikkatle dinleyebilirler. (36-48 ay
İki eylemden oluşan komutları takip ederler. (40-48 ay)
Adreslerini söyleyebilirler. (50-59 ay)
Kardeşlerinin isimlerini söyleyebilirler. (48-54 ay)
6 kelimeden oluşan, karmaşık cümlelerle konuşurlar. (51-59 ay)
Bu yaşta dil becerileri oldukça zenginleşir. Dildeki tüm sesleri çıkartabilirler. Kelime hazineleri 1500 kelimeye çıkar.
Uzun hikayeler anlatabilirler. (52-59 ay)
Bu yaşta dil becerileri zenginleşir. Günlük olayları, rüyalarını, hayallerini paylaşırlar.
Kelimelerin anlamlarını sorarlar. (60-72 ay)
Hikayenin bir kısmını hatırlayabilir. (52-59 ay)
Doğum gününü, telefon numarasını, anne babasının adını söyleyebilirler. (60-72 ay)
Ve, fakat, çünkü” kelimelerini kullanabilirler. (60-72 ay)
2300 kelime dağarcığı vardır. (60-72 ay)
Çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Kimisi daha az, kimisi daha fazla kelime ile konuşur. Bu rakam genelde bu yaştaki bir çocuğun kullandığı kelime sayısını gösterir. Çocuklar kullandıklarından daha fazla kelimeyi anlarlar.
Hikayelerin başı, sonu ve ortası olduğunu anlarlar. (61-72 ay)
Kitapların soldan sağa, yuka Hikayeleri tekrar anlatabilir. (60-72 ay)
rdan aşağı okunduğunu anlarlar. (61-72 ay
Aynı sesli harfle başlayan ve biten kelimeleri bulabilirler- a, e, i, ı, o, ö, u, ü gibi. (60-72 ay
Aynı sessiz harflerle başlayan kelimeleri bulabilirler- ş, t, z gibi. (60-72 ay)
Üç eylemden oluşan bir komutları takip edebilirler. (60-

ÇOCUKLARDA BEDENSEL GELİŞİM
Bardağı çok az dökerek kullanabilirler. (18-24 ay)
Saplı, sıvı dolu kabı eline alırken diğer eliyle de destek alırlar. Bu yaştaki çocuktan kabı kontrol etmesi, içip boğazına kaçırmadan yutması ve tekrar masaya geri koyması beklenir. Çok az dökmesi normal karşılanmalıdır.
Yardımla ellerini yıkayıp, kurulayabilirler. (18-24 ay)
Ellerini yıkarken ve kurularken anne veya baba yardımcı olmalıdır
Düğmesiz giysilerini çıkarabilirler. (20-24 ay)
Tuvaletlerinin geldiğini fark etmeye başlarlar. (19-24 ay)
Çocuklar bu dönemde çişlerinin gelmesinden kaynaklı, sidik torbasında doluluk hissederler. Kaslar otomatik olarak boşalmak için kasılırlar.Tuvaletinin geldiğini veya bezinin/pantolonun ıslandığını bazen haber verebilirler.
Ayak uçlarında durabilirler. (18-24 ay)
Tek ayak üzerinde durabilirler. (18-36 ay)
Düşmeden oyuncakları toplayabilirler. (18-24 ay)
Koşmaya başlarlar. (20-24 ay)
Topu tekmeleyebilir, fırlatabilirler, büyük bir topu yuvarlayabilirler. (18-24 ay)
Büyük delikli boncukları ipe dizebilirler. (18-36 ay)
Makas kullanmayı öğrenebilirler. (18-36 ay)
Kili yoğurabilirler. (18-36 ay) Çatalı tüm parmaklarını yumruk şeklinde sıkarak tutarlar. (24-36 ay)
Tek elle bardağı tutabilirler. (24-36 ay)
Ellerini sabunla yıkayıp, kurularlar. (24-36 ay)
Tüm giysilerini yardımsız tamamen çıkarabilirler. (24-36 ay)
Banyodaki sıcak/ soğuk musluğunu bilirler. (24-36 ay)
Biraz yardımla giyinebilirler. (24-30 ay)
Büyük, ön düğmel Giysisinin önündeki fermuarı açabilirler. (24-48 ay)
Düğmeleri açabilir ve ilikleyebilirler. (24-36 ay
Düzgün bir şekilde tırmanırlar. (24-36 ay)
İki ayağını birden kullanarak merdivenlerden inip çıkarlar(27-36 ay)
Bu yaşta edinilen becerilerden biri de birbiri ardına adım atarak merdivenlerden çıkmak ve inmektir.
Çorap, pantolon ve tişörtlerin önünü ve arkasını bilirler. (24-48 ay)
İtme, çekme, doldurma ve boşaltma yapabilirler. (24-36 ay)
Şişe kapaklarını açabilir veya takabilir. (29-36 ay)
Şişe kapaklarını açarlar, şekeri kağıdından ayırırlar. Güvenli bir ortam yaratmada yetişkinlere çok görevler düşmektedir. Bu yaşta çocuklar içinde tehlikeli olabilecek şişelerin kapaklarını açabilirler. Yetişkinler tehlikeli eşyalara çocuğun ulaşamayacağından emin olmalıdırlar
Kapı tokmağı gibi nesneleri döndürebilirler. (27-36 ay)
Kendi başına kalemle veya boya kalemleriyle dik, yatan ve dairesel çizgiler yapabilirler. (25-36 ay)
Teker teker sayfaları çevirebilir. (29-36 ay)
El ve parmak becerilerini hızla geliştirirler. Kitabın sayfalarını çevirebilirler
Kalemini yazma pozisyonunda tutabilirler. (28-36 ay)
Dökmeden çok iyi yemek yerler. (30-36 ay)
Bardaktan dökmeden içebilirler. (30-36 ay
Ayakkabılarını yanlış ayağa giyebilirler. (30-36 ay
Düğmesiz giysilerini kendileri giyebilirler. (30-36 ay)
Düşmeden köşeleri kolayca dönebilirler. (30-36 ay)
Çocukların gergin ve ayrık bacaklı yürüyüş stili yerine, topuktan parmağa kadar olan yetişkin yürüme stilini kapmışlardır. Gelişen dengeleri daha yetenekli şekilde vücutlarını döndürmelerine yarar. Kendi içeceklerini bardağa koyabilirler. Yarı dolu sürahiden suyu rahatlıkla boşaltabilirler.  (36-48 ay)
Söylendiğinde burunlarını temizlerler. (36-48 ay)
Ev işlerinde bazı sorumluluklar alırlar. (36-48 ay)
(Çöp boşaltma, masayı kurma, çamaşırları kirli sepetine yerleştirme gibi.)
Yardımla dişlerini fırçalayabilirler. (36-48 ay)
Kendi kendine diş fırçalamasını sağlayın. Beğendiği fırçayı ve macunu alın.Diş fırçalama alışkanlığını kazandırmak için örnek olun. Bu alışkanlığı kazandırmayı eğlenceli hale dönüştürün. Örneğin dişlere “ Arkadaşların fırçalanmak istiyorlar. Ağzını açtığında onlara merhaba der misin?" diyebilirsiniz.  Diş fırçaladıktan sonra takdir edin. Örneğin her fırçalamadan sonra sevdiği etiketleri verebilirsiniz.
Önündeki küçük düğmeleri ilikleyebilirler. (36-48 ay)
Palto ya da geniş hırka gibi giysileri kendileri giyebilirler. (36-48 ay)
Kısa mesafeleri ayak uçlarında yürüyebilirler. (36-48 ay)
İleri/ geri rahatlıkla hareket ederler. (40-48 ay)
3 yaşta okul öncesi çocukların büyük kas becerileri gelişmiştir. Yürümeyi öğrenirken, çoğu yürümeye başlayan çocuklar geri hareket etmekte güçlük çekerler. Bu dönemde çocuklar ileri ve geri rahatlıkla hareket ederler. Tek ayakları üzerinde zıplayabilirler,  büyük bir topu iki elleri ile tutabilirler. (38-48 ay)
Tek ayak üzerinde 5 sn. durabilirler. (39-48 ay) 3 yaşta okul öncesi çocuklar organize oyun ve sporlara yeterince katılabilmek için gerekli büyük kas becerileri gelişmiştir. 5 sn. nin üzerinde tek ayakla durabilirler, zıplayabilirler. Bu beceri yürüme ve koşma gibi rutin aktivitelere kıyasla daha fazla konsantrasyon-odaklanma gerektirir. Zıplayan bir topu yakalayabilirler. (41-48 Bazı büyük harfleri kopyalayabilirler. (41-48 ay) – 4 vücut parçasından oluşan insan resmi çizebilirler. (40-48 ay) Çocuklar keskin el ve parmak hareketleri yapabilmek için kas kontrol ve konsantrasyonunu geliştirirler. Çoğu kalemi işaret parmağı ile diğer parmakları arasında yetişkinler gibi tutar. 2 veya 4 vücut parçası olan insan resmi yaparlar.Çoğu sol ellerini mi yoksa sağ ellerini mi kullanmak istediklerine karar verirler. (38-48 ay) Çatal, kaşık kullanabilirler. (36-48 ay)
Yetişkin kontrolünde tuvaletini kendisi yapabilir. (37-48 ay)
Yardımla tuvaleti kullanırlar. Erkek çocuklar 3.5 yaşa kadar hazır olmayabilirler.
Çatal kaşık kullanmanın yanı sıra bıçak kullanmayı deneyebilirler. (48-60 ay)
Başının üzerinden topu fırlatabilirler. (42-48 ay)
Çocuklar büyük kas becerilerini oyun ve spor faaliyetlerine katılabilmek için geliştirmişlerdir. Yürümek ve koşmak gibi rutin hareketlerden daha fazla odaklanma gerektirse de, çoğu başlarının üzerinden topu fırlatabilirler. Ağızlarını çalkalayabilirler. (48-60
İleriye doğru bir topu ayaklerıyla fırlatabilirler. (42-48 ay)ay)
Söylenmeden burunlarını temizlerler. (48-60 ay)
Dişlerini fırçalayabilirler. (48-60 ay)
Yardımsız giyinebilir ve soyunabilirler. (51-59 ay)
10 cm yükseklikteki nesnelerin üzerinden atlayabilirler. (48-60 ay)
Nesnelerin etrafında koşar ve zıplarlar. (48-60 ay)
Kilden/ hamurdan şekiller yapabilirler. (48-60 ay)
Üçgen, kare ve diğer geometrik şekilleri kopyalayabilirler. (49-59 ay)
İnsan resmi çizebilirler ve vücudunda bazı detaylar olabilir. (53-59 ay)
Tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Tuvalet temizliğini yaparlar, sifonu çekip, ellerini yıkarlar ve kurularlar. (53-59 ay) Zıplar, takla atar, sallanır, tırmanırlar. (53-59 ay) Yetişkinlerin sahip olduğu koordinasyon ve dengeye sahiptirer. Salıncakta sallanır. Kolayca ve güvenli zıplar, tırmanır, sallanırlar. Takla atmak için kasları güçlenmiştir veya uzun atlamanın üstesinden gelir

ÇOCUK BESLENME 

1-5 YAŞ ARASI ÇOCUĞUN BESLENMESİ

Dokuz aydan sonra çocuğun temel gıdası olmaktan çıkan anne sütü 2 yaşına dek anne için uygun olan bir zamanda kesilebilir.
Bir yaşından sonra 13-14 aylık olan çocuğa, çatal kaşık kullanma alıştırmaları yapılabilir. Ailenin diğer fertleriyle birlikte sofrada oturan çocuğun ayrı tabağı olmalı, neyi ne kadar tükettiğine dikkat edilmelidir.
Bu dönemde de çocuklar günde dört öğün beslenmeli, temel besin gruplarından (süt ve sütlü gıdalar .. etler, yumurta ve baklagiller .. sebze ve meyveler .. unlu ve nişastalı besinler) yeterli ve dengeli tüketmelidirler.
Ülkemizde en sık yapılan hatalardan biri çocuğu yemek suyuyla beslemektir. Hiç bir besleyici değeri olmayan bu beslenme biçimi uygulanmamalıdır.
Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. 25 gram peynirde de 200 gram sütteki kadar kalsiyum vardır.
Her gün et ve baklagillerden bir ikisi beslenme listesinde bulunmalıdır.
Her gün bir yumurta yedirilmelidir. Düzenli et verilen çocuklara gün aşırı olabilir.
Günde bir ya da iki kez sebze verilmelidir.
Günde bir iki kez meyve yenmelidir. Fazladan bir öğün meyve vermek sebzenin yerini tutabilir. Meyve suları da meyvenin yerine geçebilir.
Günde bir iki kez nişastalı besinler ve üç dilim ekmek beslenme listesinde bulunmalıdır.
Çocuklara olabildiğince erken dönemde kendi kendilerine çatal kaşık kullanarak yemeleri öğretilmelidir.
Her çeşit şekerleme, pasta, kek, dondurma sık sık verilmemesi gereken yiyeceklerdir. Öğünler arasında çocuğa şekerleme vermek iştahı azaltarak yetersiz beslenmeye yol açtığı gibi diş çürüklerinin de önde gelen nedenidir.

Çay ve kahve verilmesi içerdikleri uyarıcı maddeler nedeniyle sinirliliğe yol açtığından bu içecekleri çocuklara hiç tattırmamak en iyisidir.
Bu dönemde çocuklar ağız ve diş sağlığı konusunda eğitilmelidirler. 1,5 - 2 yaşına gelen çocuğun bir diş fırçası olmalı, macunsuz olarak fırçalama eğitimi verilmelidir. Üç yaştan itibaren diş macunu kullanmaya başlanabilir

2-5 yaş arası çocukların beslenmesi

Bu yaş grubundaki çocukların çoğu için yemek yemek, hayatın koşmak, zıplamak, oynamak gibi zevkleri yanında sanki bir tür zaman kaybıdır. Yemek zamanı geldiğinde, onları sofraya oturtmak bile başlı başına sorun olabilmekte. Sağlıklı bir yemek alışkanlığı/disiplini kazandırabilmek, çocuğun tüm hayatını olumlu yönde etkileyecektir, ve biraz ciddiye alınmalıdır.

Çocuğun sağlıklı yemek alışkanlığı kazanabilmesi için, ailenin sağlıklı yemek alışkanlığı olmalıdır. Yemekler, tüm ailenin- en azından o anda evde olanların bir araya geldiği, bir seremoni, sohbet havası içinde olmalıdır, ki, çocuk da o ortamın içinde olmak istesin. 2 yaşından itibaren, çocuğunuz, sofradaki yerini almalıdır. 3 öğün uygun yemek ve 2 ara öğün, sağlıklı beslenme için yeterlidir.

Yine bu yaştan itibaren, çocuk kendi yemeğini kendi yemesi yönünde cesaretlendirilmelidir. 3 yaşına gelmiş çocuk, artık nerdeyse tamamen kendi yemeğini yeme yeteneğini kazanmıştır. Bu yaşta çocuğa, yemek yedirmek değil, yemek konusunda öneriler gereklidir; "yemek yerken konuşma", " küçük lokmalar al" gibi. Yine de, 3 yaşında çocuk, yemek yerken tek başına bırakılmamalı, özellikle fındık, şeker, çiğ sebze-meyve vb gıdaları yerken gözlem altında tutulmalıdır, tatsız kazalarla karşılaşabilirsiniz.

Aileyle birlikte yemek yemek

Gıda allerjisi olmayan 2 yaşında bir çocuk, sofraya oturup, herkesle birlikte yemeğini yemelidir. Bu durumda, çocuk, çevresinde gördüğünü uygulayacak, siz ne yapıyorsanız onu yapacaktır. Siz su içiyorsanız o da içecek, siz çorbayı bırakıp, kimi sebzeleri yemiyorsanız, o da benzer tercihlerde bulunacaktır. Çocuğa yemek alışkanlığı kazandırmak, aynı zamanda siz anne-babaların da yemek alışkanlıklarını gözden geçirmesini gerektirmektedir. Biz hekimler, günlük işimiz sırasında, en çok "yemeyen çocuk" yakınmasıyla karşılaşırız, ve biraz soruşturunca, yemeyen çocuğun, "yemeyen aile"nin ürünü olduğunu görürüz. En azından çocuğunuzun iyiliği için, bu arada, yemek düzeninizi organize etmeye çalışın. İşte, sağlıklı beslenme ve beslenme alışkanlığı için yapabileceklerimiz:
Sağlıklı gıda maddeleri satın almak, sebze ve meyve çeşitleri, değişik tahıllar, baklagiller. çocuğun, yemek seçimini, sizin sağladığınız gıdalardan yapmasını sağlamak, düzenli yemek ve ara öğün saatleri belirlemek, her sabah düzenli kahvaltıya oturmak, şekerli içeceklerden ve yağlı ara öğünlerden kaçınmak, zira bu tür gıdaların kendi sağlıksız olmakla kalmıyor, sağlıklı gıdaları yiyecek "yer" kalmıyor. fazla tuzdan kaçınmak; 1 yaşına kadar yemeklere hiç tuz katılmamalı, ancak biz hekimler "doktor bey, sebze maması çok tatsız, biraz tuz atınca daha severek yiyor" diyerek, 6-7. ayda bebeklerimizi tuza alıştırıyoruz. yüksek kalorili meyvalı ve kolalı içecekler yerine çocuklara su içirmek, sofrada ailece su içmek kafeinli gıda ve içeceklerden kaçınmak-çikolata gibi yemek saatlerinde ailece sofraya oturmak

3-5 yaş çocuklarında, her öğünde aynı yemeği istemek, yada reddetmek yaygın bir davranış biçimidir. Çocuğun ne yediğini, her öğünde ayrı ayrı hesap yaparak ona baskı uygulamak yerine, ona sürekli uygun gıdalardan oluşan bir menü sunarak, genelde sağlıklı beslenmesini sağlayabiliriz. Porsiyonları küçük tutmak, onda bitirme isteği uyandıracaktır. Biraz büyüdükten sonra, çocuğu yemek işine alışveriş aşamasından katarak, yemeğin hazırlanışında , sofranın kurulmasında ondan yardım isteyerek daha iyi sonuç alabiliriz. Ona sunulan farklı tatları bir lokma bile almadfan reddetse de, umudunuz kırılmasın. Bebeklikten itibaren, yeni bir gıda verirken allerjik bir tepki olup olmadığına dikkat edin, döküntü, nefes alma güçlüğü gibi belirtiler oluşursa, hemen doktorunuzu arayın.

Ev dışında sağlıklı beslenme

2-5 yaş arası çocuk, değişik nedenlerle sık sık ev dışında yemek yiyebilir. Dışarda ya da başka evlerde yenen "sağlıksız" yemekler, ne yazık ki, çocukların daha çok hoşuna gider. Önemli olan, çocuğun bunun "kırkyılda bir" olacağının bilincinde olması.
Okulda ya da kreşde çocuğunuz düzenli olarak yemek yiyorsa, her bir öğünde ne verildiğiyle ayrıntılı olarak ilgilenin, öğrenin. Yemekleri uygun bulmuyorsanız müdahale etmekten çekinmeyin. Gerekirse, diğer anne-babalarla görüşerek, daha sonuç alıcı girişimlerde bulunabilirsiniz. Eminiz ki, bilinçli anne baba, çocuklarının sağlıklı beslenmesi için elinden geleni yapacaktır

Bu dönemde sağlıklı beslenme alışkanlığının sağlanması için:

Öğün saatlerinin düzenli olması Besleyici değeri yüksek çeşitli gıdaların sunulması. Küçük tabaklarda küçük porsiyonların sunulması. Çocukların tekrar istemelerine izin verilmesi. Tatlıların besleyici değeri yüksek besinler tüketilinceye kadar sofraya getirilmemesi ancak ödül olarak da sunulmaması. Çocuğun masada rahat oturduğundan emin olunması. Çocuklarla birlikte masaya oturulması.

Çocukların masada yeni tatları denemesini ve uygun davranış göstermelerinin övülmesi. Yemek zamanının pozitif eylemler iyi davranışlar ve yapılan olumlu şeylerin konuşulduğu bir ortam olmasına özen gösterilmesi Bu dönemde çocukların büyüme ve gelişmelerini olumsuz etkileyebilecek vitamin ve mineral eksikliğine yol açmaması demir eksikliğine bağlı kansızlığın ve özellikle lifli gıdaların yetersiz tüketilmesine bağlı kabızlığın gelişmemesi için çocuklara sunulan öğünlerin çok dikkat ve özenli hazırlanması gerekir.

ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARI

Çocuklarda Yeme Sorunlarında Çözüme Doğru Çocuk tarafından yiyeceğin reddedilmesi anne-babaya karşı kullanılan güçlü bir silahtır. Bu silahı hiçbir zaman çocuğun eline vermemek...

Yeme sorunlarının başında gelen yemeği reddetme ya da seçici davranma çocuklarda sık görülen olumsuz bir yeme davranışıdır. Çoğu durumda çocuk iyi besleniyor ancak ailesinin beklentisi doğrultusunda yemiyordur. Anne çocuğunun daha iyi daha çok yemesini istemektedir.

Başkalarının çocukları çok daha güzel yemektedir. Hele yemek bulamayan çocuklar kendi çocuklarının istemediklerini yemek için can atmaktadır Bu durumun temelinde bebeklik döneminden beri gelen yanlış beslenme yöntemleri ve yaklaşımları söz konusudur. Gerçek anlamda iştahsızlık çocuğun besini almak istememesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Kansızlık bağırsak parazitleri hastalıklar çocukta iştah kaybına yol açabilir. Bu gerçek anlamda iştahsızlıktır. Yeme isteği kaybolmuş hemen hemen hiçbir şeyi yemek istememektedir. Bu durumda kilo kaybı kaçınılmazdır. Kısa süreli bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan bu gibi durumlar geçicidir ve asıl sorun ortadan kalktığında süratle iştah düzelir ve kaybedilen kilolar çabucak geri alınır.

Gerçek olmayan iştahsızlık durumunda ise çocuk yeme konusunda isteksiz ya da bazı yiyecekleri yemek istemesine karşın bazılarını yemek istememektedir seçici davranmaktadır. Sonuç olarak bu çocuklar kilo kaybetmezler aksine sıklıkla normal kiloda hatta olması gerekenden fazla kiloda bile olabilirler. Yemeleri uygun olmayan birçok yiyeceği iştahla yerken sağlıklı yiyecekleri yemek istememektedirler.

Olumsuz yeme davranışı olan çocuklara yaklaşımda aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi yararlı olabilir

Çocukların yemekten 1 saat önce ve yemek sırasında sıvı alımları azaltılmalıdır.
Çocuk biberon kullanıyorsa biberon bardakla değiştirilmeye çalışılmalıdır
Günlük süt tüketimi 2 su bardağını aşmamalıdır
Çocuğun besin seçimindeki öncelikleri dikkate alınarak farklı çeşitte besinler sunulmalıdır.
Yemek porsiyonları annenin kendi ölçülerine göre değil çocuğun gereksinimine göre ayarlanmalıdır.
Ara öğünler küçük porsiyonlar şeklinde olmalıdır.
Herhangi bir nedenle ödül olarak şeker ve tatlı türünden besinler verilmemelidir.
Yiyecekler çocuğun kolayca yiyebileceği ve ilgilenebileceği biçimde hazırlanmalıdır.
Çocuklar anlatılanı değil gördüklerini taklit ederek öğrenirler. Bu nedenle anneler babalar ve çocuğun bakımından sorumlu diğer kişiler olumlu (tutarlı ve benzer) yeme davranışı içinde olmalıdır.
Grup halinde yaşıtlarıyla ya da arkadaşının evinde restoranda piknikte yemek çocuklarda özellikle seçici çocuklarda olumlu yeme davranışının gelişmesine yardımcıdır.
Geçici olarak bir yiyeceğe düşkünlük veya reddetme bu yaş çocuklarda görülen yaygın bir sorundur
Yemek saatlerinin çocuğun gününün hoş bir bölümü olmasına özen gösterilmelidir.
Reddetme durumunda çocuğu yemek konusunda zorlama doğru değildir. Bu sorunları daha kötüleştirir. Reddedilen besin daha sonra tekrar denenmelidir.

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN GIDA ALLERJİLERİ

Bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini sağlamakta ileride oluşabilecek gıda alerjilerinden korumasında bir yoldur. Eğer çocuğunuzu emziremiyorsanız soya içeren mamalar kullanmamanız riski azaltacaktır. 6. aydan sonra ise pirinçli veya yulaflı mamalarla başlayıp sonrasında buğdaylılardan destek alabilirsiniz. Daha sonrasında sebzeler ve narenciye dışındaki meyve ve meyve suları diyetlerine eklenmelidir. Et ve protein kaynaklı yiyecekler ise 8. aydan itibaren verilmelidir. 1 yaş sonrasında yumurta balık buğday verilmelidir.
Gıda allerjileri genellikle çocukluk çağında görülmeye başlanan bir rahatsızlıktır burunda tıkanıklık deri döküntüleri bulantı kusma karın ağrısı kızarıklık ishal nefes darlığı öksürük genel halsizliğe neden olabilir. Besinin alınmasından sonra 1–2 saat içinde vücut çocuğun besini ne kadar tükettiğine ve alerji seviyesine bağlı olarak hafif veya şiddetli olarak reaksiyon gösterebilir.

Gıda alerjisine ne yol açar?

Bir gıdaya karşı alerjik reaksiyonun oluşması için bu gıdaya hassasiyeti olan çocuğun daha önceden bu gıdaya en az bir kere maruz kalmış olması gerekir. Ya da anne sütü yoluyla bu hassasiyet tetiklenebilir. Çocuk bu gıdayı ikinci kez yediğinde alerjik reaksiyonlar gelişir. Bu sefer IgE antikorları gıdaya tepki verir histaminler salgılanır ve bu da çocukta döküntüler astım ağızda kaşıntı solunum güçlüğü mide ağrıları kusma ve/veya ishal olmasına neden olur.

Gıda alerjisi ile gıda intoleransı arasında ne fark vardır?

Gıda alerjisine bağışıklık sisteminin çocukta hafif rahatsızlıklardan yaşamı tehdit eden çeşitli sorunlara varan tepkisi yol açar. Gıda intoleransı gıda alerjisi ile benzer belirtilere yol açsa bile bağışıklık sistemini etkilemez.

Hangi yiyeceklerin gıda alerjilerine neden olma olasılığı fazladır?

Tüm gıda alerjilerinin yaklaşık %90’ına şu 8 yiyecek neden olur: - Süt - Yumurta - Buğday - Balık - Soya - Kabuklu yemişler - Kabuklu deniz mahsulleri - Yer fıstığı

Gıda alerjisinin belirtileri nelerdir?

Alerji belirtileri alerjiye neden olan gıdanın yenmesinden sonra bir kaç dakika ile birkaç saat arasında ortaya çıkabilir. Gıda alerjisinin en yaygın belirtileri aşağıda belirtilmekle birlikte bu belirtiler çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir: - Kusma - Bulantı - Kramplar - Döküntüler - Egzama - Dudaklar dil veya ağızda kaşıntı ve şişme - Solunum güçlüğü - Hırıltı - Kan basıncının düşmesi

Bebekler ve Banyo

İlk aylarda bebeği sabahları özellikle beslenmeden önce yıkamak daha rahat olacaktır; çünkü bebek bu esnada daha sakin olacaktır. Bazı anneler akşamları bebeğin babası eve geldiğinde onun da yardımıyla yıkamayı tercih ederler. Bebeği ne sıklıkta yıkayacağınız size bağlıdır. Bazı doktorlar her gün yıkamayı önerirken bazıları özellikle bebeğin cildinin kurutulmasının zor olduğu kış aylarında iki günde bir banyoyu uygun görmektedirler. Bebeğin bezi ve ağzı her gün iyice temizlendiği sürece bebek birkaç gün banyo yapmadan durabilir. Mutfak bebeği yıkamak için en uygun yerdir.

Çünkü çoğu evde özellikle soğuk kış günlerinde mutfak en uygun ısının bulunduğu yerdir. Narin ve küçücük bir bebeği yetişkin insanların banyosunda yıkamak bazı anne ve babalar için zor ve rahatsızlık verici olabilir. Dolayısıyla çoğu anne babalar banyolarına bir de bebek için kullanılabilen banyo küveti alırlar. Büyük kaplar ya da leğenler de bu iş için kullanılabilir. Küçük bir küvetle de rahat edemiyorsanız bebeği süngerle silmek suretiyle banyo ettirebilirsiniz.  bebeğin göbeği iyileşene kadar süngerle silmek suretiyle banyo yaptırmayı daha uygun görülmektedir. Banyo yaparken dikkat edilmesi gereken her şeyi önceden hazırlamaktır. Bebeğinizi banyoda bir an bile yalnız başına bırakmayınız.

Bebeğin banyo küveti hele içinde su varsa bebeğin yalnız bırakılması halinde ölümcül zararlar verebilecek bir yerdir. Anne ve babalar bebeklerini banyoda hiçbir zaman kendi haline bırakmamalıdır. Bırakın telefon ya da kapının zili saatlerce çalsın. Bebeğinizden sizin dikkatinizi ayıracak hiçbir şeyle ilgilenmeyin. Bu yüzden önceden planlama yapmak çok önemlidir. Gerekli olan şeyler şunlardır: Sabun yıkama bezi havlu pamuk losyon ya da pudra (bunlar gerekli değildir ama güzel kokmak için kullanılabilir) temiz bebek bezi çamaşır gecelik ya da uyku elbisesi.

Bebeğiniz ve Uyku-Yenidoğanlar ve uyku

Doğum olayı sona erip, sıra hastaneden eve dönmeye geldi mi, anne-babaların çoğu bebeklerinin evde nasıl uyuyacağını merak etmeye başlarlar. Şunu bilmelisiniz ki, yenidoğanlar, kendilerini rahatsız edebilecek ses ve ışık uyaranlarını etkisiz kılacak bir doğal yetiye sahiptirler. Bu yetenek, kısa sürede alışkanlığa dönüşecektir.
Üç-dört haftalık bebek ve uyku Bu dönemde bir bebeğin en önemli görevi, uyku hali, uyanıklık hali gibi değişik durumları kontrol yeteneği kazanmaktır. Bu süreçte, anne babanın da iyi bir gözlemle öğreneceği çok şey vardır.Kalabalık ve gürültülü bir ortamda uyuyabilmek, herhangi bir dış uyaranla tam uyanırken tekrar uykuya dalmak üzere kendi kendini sakinleştirmek, yukarda sözettiğimiz kontrol sürecinin aşamalarıdır.

Birbuçuk- iki aylık bebek ve uyku
Bebeğinizin uyuma ve beslenme zamanı ve süresi bu dönemde giderek daha düzenli bir hal almaktadır. İki beslenme arası zaman 3 saate hatta daha fazlasına uzar. İki aylık bebekler, doğum tartısı ve başka kimi faktörlere de bağlı olarak, gece uyku saatlerini de artırırlar.
İkinci ay artık bebeğinizi günlük aile düzeninize alıştırma zamanının da başlangıcıdır. Artık, geceleri yatmadan önce bebeğinizi uyandırıp son bir kez besleyebilir, sabahları onu uyandırarak güne sizin uygun gördüğünüz zamanda başlamasını sağlayabilirsiniz. Tabii ki bunu yaparken bebeğinizin de durumunu ve isteklerini gözönüne almalısınız. Şimdilik, en azından bebeğinizin buna hazır olduğunu bilin..

Dört aylık bebek ve uyku
Bu dönemde uyku konusunda temel sorun bebeğinizin gece uyku düzenidir. Dört aylık bebek, bırakıldığı yerde uyumalı, ve uykusu ortalama 8 saat kesintisiz sürmelidir. Bebek için "kesintisiz uyku"nun anlamı, derin uykudan hafif/yüzeyel uykuya geçiş aşamalarını uyanmadan atlatmasıdır.

Yedi aylık bebek ve uyku

Her ne kadar bebeğiniz 7. Aya kadar geceleri kesintisiz 8-12 saat uyumayı "öğrenmiş" de olsa, oturmak, sürünmek, emeklemek gibi bu dönemde kazandığı yeni yetenekler, geceye de taşınacak ve kimi sorunlar çıkaracaktır. Yeni durum, gece uyanmalarını kolaylaştıracak, tekrar uykuya dalmayı güçleştirecektir.
Benzer güçlükler, gündüz uykuları için de geçerlidir. Anne-babaya düşen, 4. Ayda yaptığımız önerileri tekrar uygulamaktır.

Dokuz aylık bebek ve uyku
Kazanılmış yeni yetenekler, uyumayı güçleştirmektedir. Dokuz aylık bebek, artık kendi kendine ayağa kalkabilir, geceleri de kalkacaktır, hem de siz onu uyuması için yatağına bırakıp odasından çıkar çıkmaz! Bu olay, belki on defa tekrarlanacaktır! Bu durumun üstesinden gelebilmek için "kararlı" olmalısınız. Tekrar tekrar ayağa kalkma ve ağlamalar üzerine onu yatağından alıp salona geçmeyin. Kesinlikle yataktan kalkmasına izin vermeyin, kararlılığınızı görsün, uyuması gerektiğini anlasın.

Kolik nedir?

Herhangi bir sağlık sorunu olmayan sağlıklı bebekte, her tür kontrol edilemeyen ağrıya "kolik" denir. Bu durum, bebeklerin ortalama %20'sinde mevcuttur.
Bu bebekler, günde ortalama 3 saatten fazla ağlarlar,
Bu durum, haftada 3 günden fazla tekrarlar.
İlk bebekle sonrakiler arasında, kız bebekle erkek bebek arasında sıklık farkı yoktur. Tedavi gerektiren herhangi bir tıbbi soruna bağlı olmamasına rağmen, belki anne-babaların en sık doktora başvurma nedeni budur, aileyi en çok gaz sancıları telaşlandırır. Önceleri korkuyla karışık bir telaş; "Acaba anlaşılamayan bir sorun mu var?" Daha sonra ne pahasına olursa olsun bu sancıyı dindirip bebeği rahatlatma isteği.
Bebekte kolik -gaz sancısı olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Bebeklerin tamamı ara sıra ağlar, ağlamayanı yoktur. Her ağlamasının da, mutlaka hemen o anda çözümlenebilecek bir nedeni de olmayabilir. Ancak bu ağlama, günde iki-iki buçuk saati geçmez. Ancak gazlı bebek;
Sürekli ağlama 3 saatten fazla sürer,
Genellikle saat 18.00-24.00 arasında olur, akşam saatlerinde şiddetlenir,
Bebek son derece huzursuzdur,
Bacaklarını çeker, gaz çıkarır.
Gaz sancıları, bebek 2 haftalık olduğunda başlar, 4. haftada şiddetlenir, 3. Ayda büyük ölçüde kaybolur. Ne yazık ki, az sayıda bebekte, 6-9. aya dek devam edebilir.

Neden bazı bebeklerde kolik vardır?
Yıllardır bu soruya cevap aranıyor. En çok suçlanan da, bebeklerin henüz gelişmemiş sindirim sistemi. Bebeğin emdiği anne sütü yada mamanın parçalanıp sindirilebilmesi için gereken barsak ve pankreastan salgılanan kimi maddeler vardır; biz bunlara "enzim" diyoruz. Bebeklerde, ilk aylarda sindirim enzimleri son derece azdır.

Kolik Tehlikeli'midir

Hayır, ev halkını huzursuz edip uykusuz bırakmak dışında hiç bir tehlikesi yoktur! Tek bir şartla; bir çocuk hastalıkları uzmanı tarafından, ağlama ve huzursuzluğun fıtık vb. herhangi bir nedene bağlı olmadığının belirlenmesi gerekir.Gaz sancısı olan bebekler, sağlıklı bebeklerdir, ortalamanın üzerinde büyür ve gelişirler, gaz sancılarından herhangi bir zarar görmezler.Annenin beslenmesi ile bebeğin gazı  arasında ilişki var mıdır?
Kolik, gerek anne sütü gerekse formül mama ile beslenen bebeklerde görülebilir. Emziren anneler, genellikle kendi yedikleri ile bebekte gaz sancızı düzeyi arasında bir ilişki olduğunu farkederler. Örneğin, inek sütü içtikleri zaman bebek daha huzursuzdur. Şiddetli gaz sancısı çeken bebek varlığında, annenin inek sütü ve süt ürünlerini bir kaç gün keserek bir değişiklik olup olmadığını gözlemlemelidirler. Değişiklik yoksa, rahatça süt içmeye devam edebilirsiniz, çünkü emziren anne diyetinde günde 500 mililitre süt olması aslında kalsiyum ihtiyacının karşılanması açısından gereklidir.

Çocuk Ağız ve diş sağlığı
Çocukların dişleri niye çürüyor?

Süt dişleri normal dişlere oranla daha çokÇocuk Ağız ve diş sağlığı organik madde içerirler bu nedenle çürümeye daha yatkınlardır daha kolay ve hızlı çürürler.

Çürük oluşumu engellenebilir mi?

Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı yada ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmaktadır bunlardan birisi; “fissür örtücü” dediğimiz malzemedir. Diş çürükleri genellikle azı ve küçükazı dişlerinin çiğneyici yüzlerinde bulunan “fissür” adı verilen oluklarda başlar. Bahsettiğimiz malzemeyle olukların üzeri kapatılıp o bölgeye mikrop yemek artığı vs. nin sızması engellenerek çürük başlaması önlenir.
Bu işlem 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçükazı dişlerine de uygulanabilir.

Süt dişlerinin önemi nedir?
Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Bunların yanında aşağıdaki gibi bir görüntü hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara yol açmaktadır. Süt dişlerindeki çürükler tedavi edilmeli mi?
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri ağrı kötü koku çiğneme zorluğu beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları ileride diş çarpıklığı çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir.
Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler “nasıl olsa yerine yenileri gelecek” yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir.

Bebeklerde ağız bakımı
Bebeklerin en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır.
Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir.
Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır.
Biberonla beslenme en fazla 1.5 yaşına kadar devam edebilir.
Parmak emme yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2  yaşına kadar izin verilebilir.

Çocuklarda bazı ağız ve diş problemleri :

1) Diş Gıcırdatma:

Nedenleri Stress agresif takıntı veya sıkılgan kişilik yapıları anne-babası diş gıcırdatan çocuklar bu alışkanlığa daha eğilimlidir.

Belirtileri Dişlerde aşınma uyurken çıkartılan gıcırdatma sesleri yüz kaslarında ağrı çene ekleminde problemler baş ağrısı dişlerde sallanma ve hassasiyet.

Tedavisi
Öncelikle psikolojik açıdan diş gıcırdatmaya yol açan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Bu başarılamaz hastaya takıp çıkartılabilien bir gece plağı yapılır.

2) Parmak Emme: Nedenleri: Parmak emme küçük yaşlarda sık görülen bir alışkanlıktır. Genellikle dört yaşına kadar kendiliğinden ortadan kalkar. Alışkanlığın sürekli dişlerin çıktığı yaşlarda da sürmesi bu dişlerde ve damakta yapısal bozukluklara yol açar. Bu bozuklukların nedeni parmağın ön dişlere ve damağa uyguladığı başınçtır. Ortaya çıkan bozukluğun derecesi emmenin süresine sıklığına şiddetine ve emme sırasında parmağın pozisyonuna bağlıdır.

Tedavisi: Parmak emmeyi önlemenin en etkili yolu parmak emmeye eğilim gösteren çocuğu emziğe alıştırmaktır. Emziğin hem verdiği zarar daha azdır hemde daha kolay bırakılabilir.

Tedavinin zamanlaması çok önemlidir. Çocuğun kendisi bu alışkanlıktan kurtulmayı istemedikçe tedavinin başarıya ulaşması imkansızdır.

Çocuğun çevre baskısına uğramaması ve alay edilmemesi için okul çağından önce bırakması psikolojik yönden çok faydalıdır. Çocuk baskı altına alınmadan cesaretlendirilerek ödüllendirilerek pozitif yönlendirilmelidir.

Eğer her şeye rağmen 6 yaşına kadar alışkanlık kırılamamışsa diş hekimine başvurularak profesyonel yardım alınması gereklidir.

3) Emzik Bebekler için emmek rahatlamanın ve güven içinde hissetmenin en doğal yoludur. Eğer bebek parmak emme eğilimi gösteriyorsa derhal emziğe yönlendirilmelidir. Emzik parmak emmeye göre hem daha az zararlıdır; hem de sonraki yaşlarda daha kolay bırakılabilir. Emzik günün büyük bir bölümünde değil sadece gerekli olduğunda verilmelidir. Yapısal bozukluklara yol açmamak için mümkün olduğu doğal meme yapısındaki emzikler seçilmelidir.
Emziklerin yapısının sağlamlığı her gün kontrol edilmelidir.
Emziğin büyüklüğü ağzın yapısına uygun olmalıdır.
4) Biberon çürüğü Bebeğimin dişleri sürer sürmez çürüdü.

Nedeni ne olabilir?


Bebeklerde bazen dişlerin üzerinde sürer sürmez kahverengi lekeler oluştuğu ya da bu dişlerin kırılıp döküldüğü gözlenir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve dişler de çürük nedeniyle kırılır. Bu kadar erken bir dönemde çürük oluşmasının nedeni de biberon çürüğü adı verilen çürüklerdir. Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce yada uyku sırasında bebek anne sütü ya da biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir.

ÇOCUK VE UYKU

Uyku problemleri bebeklikte ve hatta ilk çocukluk döneminde sık sık ortaya çıkar. Bu problem, bebeklerini yatağında ağlamaya bırakmanın yanlış olduğunu düşünen anne ve babalar tarafından daha da artırılır. Bebeğiniz gecenin ortasında yatağında ağlamaya başlıyor, hemen içeri koşuyorsunuz, bebeğinizi kucağınıza alıyorsunuz, ona biberonunu veriyorsunuz ya da onunla bir süre oynuyorsunuz. Bunlar huy edinmek için yeterlidir. Bebek, gece uyandığında sizin derhal yanına koşacağınızı, onu avutacağınızı ve eğlendireceğinizi artık öğrenmiştir.

Uyku problemlerinin meydana gelmesini önlemek, mevcut bir problemi ortadan kaldırmaktan daha kolaydır. Erken bebeklik dönemi, gecenin uyku ile geçirilmesi gereken bir zaman dilimi olduğunu bebeğinize öğretmeniz için en uygun zamandır

Çocuğa Temizlik Alışkanlığı Nasıl Verilir?

Ağaç yaşken eğilir, demiş geçmişteki bilge atalarımız. Kurumuş ağaç kolay kolay eğilmez, zorlansa da kırılır. İnsanlar da tıpkı ağaç gibidir. Kişilikleri daha küçükken şekillendiği için gelişimin hızlı olduğu dönemde istenilen değişiklik yapılabilir ve verilmek istenen şekil oluşturulabilir. Fakat belli bir yaştan sonra çocuğun kişilik yapısı oturduğu için, artık değiştirmek güç olur, hatta imkânsız olabilir.     Özellikle temizlik alışkanlığı çocukluktan itibaren verilirse, yaşam boyu temizliğe önem veren biri olur; ama bu alışkanlığı kendisi kazanır diye düşünülürse, çocuğun bu alışkanlığı kazanması zor olur.

Saç ve tırnak bakımı nasıl yapılır?

Bazı bebekler fazla saçlı olarak doğarlar. Bu saçlar, tekrar yumuşak ve inceyeni saçlar çıkmadan önce ilk birkaç ay içinde dökülebilir. Bebeklerin yumuşak olan saçları, daha kuvvetli, uzun ve kalın olan yetişkin saçlarından farklıdır. Bazı bebekler çok az saçla doğarlar. Bu saçlar giderek normal büyüme düzenine döner ve ilk bir ya da ikinci yılda dökülürler.

GEREKTİĞİ ZAMAN ŞAMPUANLAYIN.

Saç derisinde olan yağ bezleri diğer tüm yağ bezleri gibi ergenlik dönemine kadar fonksiyonel olmadıkları için saçları her gün şampuanlamak yiyecek, kum ya da başka pisliklerden dolayı kirlenmediği ya da özellikle yağlı bir saç derisine sahip olmadığı sürece nadiren gereklidir. Özellikle saç derisi kuru olan bir çocuğun başını haftada bir kez yıkamak yeterli olabilir. Diğerleri için gün aşırı ya da üç günde bir yıkanmak iyi bir çözümdür. Daha sık yıkama, genellikle yazın saçlar daha çabuk yapış yapış olduğu zaman gerekli olabilir. İyice duruladığınızdan emin olun çünkü sabun kalıntıları kirler için bir mıknatıs görevi görebilir.